Tasarımlar Doğuştan Değildir
Tasarımların fiziksel bir dış dünyadan ya da insanın kendi anlığından kaynaklandığı söylenemeyeceğine göre, Descartes’ın ileri sürdüğü gibi, bunların doğuştan oldukları düşünülebilir mi?Tasarımlar, insan doğarken, onunla birlikte yaratılmış, onun anlığına yerleştirilmiş olamaz mı?
Doğuştan düşünceler olduğunu onaylamak, anlıkta doğuştan “sonsuz sayıda düşünceler sonsuzluğu”nun bulunduğunu varsaymayı gerektirir. Çünkü, düşünülebilecek değişik biçimlerin sayısı sonsuzken, bir üçgen de, sonsuz değişik boy ve biçimlerde düşünülebilir. Bu güçlük bir yana, tasarımlar anlıkta doğuştan olsalardı, anlığın hangi nesneyi, hangi düşünce ile tasarımlayacağını bilebilmesi için temel, ya da örnek olarak kullanacağı başka tasarımlara gereksinim duyacak, böylece yine bir sonsuz döngü doğacaktı. Malebranche, böylece Descartes ile birlikte, tasarımları insanın yaratamayacağını onaylarken, ondan ayrılarak bunların dış dünyadan ya da doğuştan olabileceklerini de yadsımıştır.
Malebranche’a göre tasarımlar nesneldir ve her insanda ortaktır. Bu nesnellik ve ortaklık, Descartes’ın düşüncelerde gördüğü, her insanda özdeş olan nitelikleri, doğuştan düşünceler savını varsaymayı gerektirmeden, açıklamaya olanak sağlar. Aritmetik gibi bilgilerin her insanda ortak ve özdeş olması, zorunlu doğruluklar, tasarımların doğuştan olmasından değil hem ortak hem de nesnel olmalarındandır. Malebranche’a göre insanın algıladığı düşünceler, Tanrı’nın evreni yaratmak için kullandığı, bu yaratışta örnek aldığı, O’nun anlığındaki (ante rem) tasarımlardır. İnsan, Tanrı’nın anlığındaki tasarımları algılar, tasarlar. İnsanın bildiği, tasarımladığı her şey ona Tanrı’nın varlığını kanıtlar. Ancak Tanrı’nın doğası, kendisi hiç bilinemez. Bu, insanın insan olarak, yaşamı içinde, kavrayabileceği bir şey değildir.
Bilgiyi oluşturan tasarımlar gerçek anlamıyla insanın tasarımları değil, Tanrı’nın nesnel düşünceleridir. Her insan bu düşünceleri tasarımlar. İnsan, Tanrı’nın onu aydınlatmak istediği ölçüde bilebilir. Doğruluk, tasarımları Tanrı’da görmektir, bu nedenle ancak Tanrı’da olanaklıdır. Çünkü doğruluk bütünüyle Tanrı’daki tasarımlara özgü bir durumdur.
Malebranche, Tanrı’nın anlığındaki düşünceler yüzünden nesneler dünyasını yaratmış olmasının bir zorunluluk olmadığını savunur. Böyle bir zorunluk, ona göre, Tanrı’nın sonsuz yetkinliği ile bağdaşamaz. Tanrı sonsuz nitelikleri arasında, salt etkinliktir, yaratıp yaratmamak onun istencine bağlıdır. Evrendeki tek etkin varlık Tanrı’dır, çünkü başka bir etkin varlığın daha bulunması O’nun salt ve sonsuz eylem yetisini sınırlandırır.
Hazırlayan: Sosyolog Ömer YILDIRIM
Kaynak: Ömer YILDIRIM’ın Kişisel Ders Notları. Atatürk Üniversitesi Sosyoloji Bölümü 1. Sınıf “Felsefeye Giriş” ve 2., 3., 4. Sınıf “Felsefe Tarihi” Dersleri Ders Notları (Ömer YILDIRIM); Açık Öğretim Felsefe Ders Kitabı