Siyaset Felsefesi Nedir?
Siyaset felsefesi; felsefenin siyaseti, politik hayatı oluşturan kurumları konu alan, politik toplumları inceleyen disiplinidir. Siyaset felsefesi; devlet, hükûmet, politika, özgürlük, mülkiyet, meşruiyet, hak, hukuk gibi konular hakkındaki; bu kavramlar nedir, bunlara neden ihtiyaç vardır, bir hükûmeti ne meşru kılar, devlet hangi özgürlükleri ve hakları neden korumalıdır, devlet hangi biçimde kurumsallaşmalıdır, kanun nedir, vatandaşın devlete karşı yükümlülükleri nelerdir vb. temel sorulara cevap arayan felsefi alan, felsefe akımıdır.
Siyaset felsefesi siyasetin problemlerini, siyasi sistemleri, siyasal hayvanlar olarak tanımlanan insanların belli bir siyasi sistem içindeki davranışlarını felsefeye özgü yöntemlerle ele alan felsefe dalı, daha çok normatif bir nitelik arz eden kavramsal araştırma türü; felsefenin, siyasi yaşamı konu alan, özellikle de devletin özü, kaynağı ve değerini araştıran dalıdır.
Eski Yunan’da doğmuş olan siyaset felsefesi, günümüzde siyasi otoritenin gücünü, doğasını ve kaynağını, siyasi otoriteyle birey arasındaki ilişkileri ele alır.
Siyasi kurumların ve bu arada devletle birey arasındaki ilişkilerin nasıl geliştirilebileceği konusunu inceleyen siyaset felsefesi günümüzde daha çok ‘demokrasi’ kavramı üzerinde durur. Başka bir deyişle, demokrasi problemini sivil toplum-devlet kavram çiftiyle, özgürlük ve eşitlik ideallerinin oluşturduğu temel üzerinde ele alan siyaset felsefesinin temel problemi, kamusal gücün, siyasal iktidarın, insan yaşamının niteliğini korumak ve geliştirmek için nasıl kullanılması ve ne ölçüde sınırlanması gerektiği problemidir.
Siyaset felsefesi, siyasetin ilgi alanı olan her konunun araştırılmasıdır. Siyaset felsefesi siyaseti oluşturan yapıyı, egemenliğin ve iktidarın kaynağını anlamaya çalışmakla birlikte, öneri sunmayı da hedefler. Filozoflar, geçmişten bu yana en iyi yönetimin nasıl olabileceğine dair fikirler ortaya koymuştur. Bu fikirlerle ideal devlet, toplum ve birey kurguları oluşturulmuştur. Siyaset felsefesinde hak, adalet, özgürlük, iktidarın kaynağının ne olduğu ve ideal devlet düzenin olup olamayacağı konuları öne çıkan problemlerdendir.
Eski Yunan’da ortaya çıkmış olan felsefe varlığa, bilgiye ve insanın yapıp etmelerine ilişkin sorunlara ussal açıklamalar getirme, bu sorunları hep yeniden eleştirel bir biçimde düşünme etkinliği olmuştur.
Aynı şekilde ussal bir devlet ve siyaset kuramı da ilk defa Eski Yunan uygarlığında ortaya çıkmıştır. Ernst Cassirer bu durumu Yunanlıların her alanda olduğu gibi siyaset alanında da ussal açıklamalar getirme konusunda öncü oldukları savıyla dile getirir. Dolayısıyla her felsefe hem ussal bir düşünce etkinliği, hem de eleştirel bir düşünce etkinliği olmak zorundadır.
Felsefede ussallık kavramı temellendirme anlamına gelir. Bu anlamda ussallık ya da temellendirme her hangi bir soruna, akla dayalı söz anlamına gelen “logos”lu bir açıklama getirmektir.
Siyaset genel sözlük anlamı açısından devlet işlerini düzenleme ve yürütme ile ilgili bir insan etkinliği olarak bilinir. Siyaset terimi kökenbilimsel olarak Eski Yunancada geçen “politika” sözcüğünden gelmektedir ve Batı dillerine de bu şekilde geçmiştir. Eski Yunan bakış açısından ise terimin Yunanca karşılığının da gösterdiği gibi polis yaşamına ait etkinlikler anlamına gelir.
Eski Yunancada “polis” kavramı şehir-devlete karşılık gelen bir terimdir. Bu terim aynı zamanda şehir-devlet içindeki yurttaşlar topluluğuna da karşılık gelir. Eski Yunan siyasal yaşamı şehir devletler içinde gelişmiştir.
Siyasetin ne olduğu her şeyden önce insanın ne olduğuyla yakından ilişkilidir. Çünkü siyaset insan etkinliklerinden birisidir. Çünkü insan toplum hâlinde yaşarken devlet kuran bir varlıktır ve yaşayışı içinde karşılaştığı sorunlara da yeni sorular ve çözümler getirir. Bu anlamda siyaset kuramı ya da Siyaset Felsefesi insanın zamanı aşan siyasi sorunları üzerine düşüncelerinin gelişimini içeren uzun bir tarihsel geleneğe dayanır. Aristoteles de (M.Ö. 384-322) siyaset kavramından toplumun kendi bütünü için yaptığı tüm etkinlikleri anlar.
Siyaset hem bir insan etkinliğinin adı olarak söz konusudur hem de bu etkinliği nesne edinip bu konu üzerine bilgiler ortaya koyan bir bilgi alanı olarak söz konusudur. Siyaset bu ikinci kullanımıyla da ikili bir anlam taşır: siyaset bilimi ve siyaset felsefesi olarak. Siyaset bilimine göre siyaset, yönetim erki tarafından belli bir toplumda çatışma hâlindeki öznel çıkarların toplumun genel istencine uygun olarak uzlaştırılmasıdır. Siyaset felsefesi ise genel olarak bir toplumdaki belirli grupların ya da bireylerin öznel istencinin genel istençle birliğine ilişkin olanaklılığı soruşturur. Bu siyaset olgusuna Siyaset bilimi ile siyaset felsefesinin yaklaşım tarzını da gösterir.
Siyaset Felsefesi ile siyaset bilimi arasında genel olarak yapılan ayırım, siyaset biliminin yönetim biçimlerini, siyasal olguları ve süreçleri betimlediği, başka bir deyişle olguyu olduğu gibi betimlediği, olanı olduğu gibi gösterdiği, oysa siyaset felsefesinin olanı eleştirmek üzerinden, olması gerekeni vurguladığı şeklindedir. Siyaset felsefesinin temel konusunun ne olduğu ve felsefenin bu alanının yine felsefi araştırmanın özelliği hesaba katıldığında kendine özgü konusu üzerinde bir bilgi etkinliği olduğunu bilmek önemlidir. Çünkü her siyaset olgusu üzerine her siyasal düşünme siyaset felsefesi olmaz. Siyasal olgular üzerinde her insanın çeşitli inanç ve kanıları da vardır. Oysa felsefenin diğer alanlarından olduğu gibi siyaset felsefesi de ne bu inanç ve kanıları belirlemekle yetinecektir ne de bunlardan oluşan bir etkinlik olacaktır. Bunun yerine daha yüksek türden bir bilgi etkinliği olacak, farklı insanların aynı siyasal olgu üzerine çeşitli ve farklı türden inançlarıyla kanılarını eleştiren, ele aldığı temel olgular üzerine kavramsal olarak hakikat araştırması yapan bir bilgi etkiliği olacaktır.
Siyasetin ne olduğu ve onun siyaset bilimiyle ve siyaset felsefesiyle olan ilişkisinin daha iyi anlaşılması için siyaset olgusunun temelinde yatan fenomenleri belirlemek gerekir. Bu anlamda siyasetin insan, toplum ve devlet kavramları ile ilişkisini ortaya koymak önemlidir. İnsan, toplum ve devlet söz konusu olmadan siyaset etkinliği de söz konusu olamayacaktır. Felsefe ne ölçüde bilimden, teolojiden ve ideolojiden farklıysa bir felsefe olan siyaset felsefesi de o ölçüde siyaset biliminden, siyaset teolojisinden ve siyaset ideolojisinden farklıdır.
İlgili konular:
- Siyaset nedir?
- Siyaset felsefesi ve ontoloji
- Siyaset felsefesi ve epistemoloji
- Rönesans toplum ve devlet öğretileri
- Siyaset felsefesinin temel kavramları ve sorunları
- Etik ile siyaset felsefesi ilişkisi
- Eski Çağ’da toplum ve devlet öğretileri
- İktidarın kaynağı problemi
- İnsan, toplum ve devlet
- Modern felsefenin toplum ve devlet öğretileri
- Demokrasi ve demokrasi türleri
- Temel hak ve özgürlükler açısından egemenlik sorunu
- Özgürlük ve eşitlik
- Hak, adalet ve özgürlük kavramları
- Siyaset ve insan hakları
- Liberalizm ve toplulukçuluk
- Sosyal ve ekonomik adalet
- İdeolojiler
- Birey-toplum-devlet ilişkileri
- Çokkültürlülük ve çokkültürcülük
- Ulus-devlet ve küreselleşme
- Otokrasi nedir?
- Siyaset felsefesinin temel kavramları nelerdir?
- Siyaset felsefesinin temel soruları nelerdir?
- Siyaset felsefesinde egemenlik türleri
- Devletin doğal bir varlık olduğunu savunan görüş
- Devletin yapay bir varlık olduğunu savunan görüş
- İdeal bir düzenin olabileceğini reddeden görüş
- İdeal bir düzenin olabileceğini kabul eden görüş
- Ütopyalar
- Muhafazakârlık ve devrimcilik
- Devlet nasıl ortaya çıkmıştır?
- Siyaset felsefesinde ideal düzen arayışları
- Siyasetin toplumsal yaşam bağlamındaki tanım ve işlevleri
- Egemenlik biçimleri ve siyasal sistem
- Siyaset felsefesi – ontoloji İlişkisi
- Siyaset felsefesi – epistemoloji İlişkisi
Hazırlayan: Sosyolog Ömer Yıldırım