Felsefe hakkında her şey…

Nedensellik ilkesi

03.11.2019

Nedensellik ilkesi; olay ve olguların birbirine belirli bir şekilde bağlı olduğunu, her sonucun bir nedeni olması ya da her sonucun bir nedene bağlanarak açıklanabileceğini ya da belli nedenlerin belirli sonuçları yaratacağı, aynı nedenlerin aynı koşullarda aynı sonuçları vereceğini anlatan yaklaşımdır.

Nedensellik ilkesi tüm bilgilerimizin geçerliliğinin kendisine dayandırıldığı temel bir ilke olarak kabul edilir. Eğer nedensel süreçleri kavrama kapasitesine sahip değilsek, o zaman bilgiye de sahip olamayız demektir.

Berkeley nesnelerin içindeki etkin nedenleri keşfedemeyeceğimizi öne sürmesine karşın, onun niyeti fenomenlerin nedenine bakmaktı ve bundan dolayı doğadaki öndeyilenebilir düzeni Tanrı’nın etkinliğine bağlamıştı. Hume ise nedensellik ilkesine kuşkuyla yaklaşır ve şu soruyu sorar: Nedensellik idesinin kökeninde ne var?

Mademki ideler izlenimlerin kopyalarıdır, bize nedensellik idesini veren izlenim hangisidir ya da var mıdır? Onun bu soruya yanıtı olumsuz olmuştur: Nedensellik idesine karşılık gelen bir izlenim yoktur. O hâlde nasıl oluyor da zihnimizde nedensellik idesi bulunmaktadır? Objeler arasındaki belirli ilişkileri deneyimlediğimiz zaman zihnimizde bir nedensellik idesi doğmuş olmalıdır: Biz neden ve etkiden söz ettiğimizde; biz A, B’nin nedenidir, demek isteriz. Ama A ve B arasındaki ne türden bir ilişki bu söyleme yol açmaktadır? Deneyim bize üç ilişki göstermektedir: Birincisi yakınlık ya da art ardalık, ikincisi zamanda öncelik ve üçüncüsü sürekli birliktelik.

Biz tüm bu ilişkilerde daima A’nın B tarafından izlendiğini görürüz; ama bir başka ilişki daha var ki sağduyu çoğunlukla nedensellik deyince bunu anlar; bu da A ile B arasında zorunlu bağlantının bulunduğudur. Oysa ne art ardalık ne zamanda önceli, ne de sürekli birliktelik nesneler arasındaki “zorunlu” bağlantıyı bize gösterir. Ama Hume’a göre, biz nesneleri bireysel olarak düşündüğümüz zaman onları birbirinden bağımsız olarak düşünürüz; biri ötekini ima etmez. Örneğin oksijenin hiçbir gözlemi bize hidrojenle birleştiğinde suyu vereceğini ima etmez; biz bunu sadece ikisini birlikte gördükten sonra biliriz. Bundan dolayı biz sadece bir nesnenin varlığını bir başkasından deneyim aracılığıyla çıkarımlayabiliriz.

Biz art ardalık, öncelik ve sürekli birliktelik izlenimlerine sahip olduğumuz gibi zorunlu bağlantıların izlenimine sahip olamıyoruz. Böylece nedensellik nesnelerde gözlemlediğimiz bir nitelik değildir. Ama daha çok A ve B örneklerinin tekrarından üretilen bir çağrışım alışkanlığıdır.

Hume’a göre deneyim bize nesneler arasında üç ilişki gösterir; yakınlık ya da art ardalık, zamanda öncelik ve sürekli birliktelik. Bunların üçünde de A nesnesiyle B nesnesi arasındaki ilişki zorunlu değildir. O halde nedensellik nesnelerde gözlemlenen bir nitelik değil, A ve B örneklerinin tekrarlarından üretilen bir çağrışım alışkanlığıdır.

Nedensellik ilkesinin tüm bilgi türleri için merkezi bir kavram olduğunu Hume kendisi de belirtmektedir ancak onun nedenselliğe ilişkin ulaştığı bu kuşkucu sonuç, doğa bilgisinin olanağını zora sokmuş oluyordu. Hume bilgi türlerini ikiye ayırır: ideler arası ilişkilere dayananlar ve olgulara ilişkin olanlar. Birinci grup mantık ve matematik bilgilerini içerir. Bu bilgiler ya sezgisel (intuitif) ya da tanıtlamalı (demonstratif) olarak doğrulukları gösterilebilen bilgilerdir. Örneğin Öklid geometrisinin aksiyomları sezgisel olarak bilinir; bir üçgenin iç açıların toplamının iki dik açının toplamına eşit olduğu da tanıtlamalı olarak bilinir.

Olgu konularına gelince; doğadaki olgular arasında zorunlu bir neden etki olduğunu gösterir bir kanı t bulunamadığına göre bu alanda kesin bilgiden söz edilemeyeceği sonucuna vardı. “Varolmaya başlayan her ne varsa bir nedeni olmalıdır” inancını kabul etmek için ortada hiçbir neden kalmamıştır. Çünkü bu alandaki tüm bilgilerimiz deneyime ya da algıya dayanmaktadır. Deneyim bize nesneler arasında zorunlu bağlantılar bulunduğunu kanıtlamamaktadır. O halde fizik, kimya, biyoloji gibi doğa bilimlerinin sağladığı bilginin kesinliği kuşkuludur.

Hume’a göre deneyim, nesneler arasında zorunlu bağlantılar olduğunu kanıtlayamadığı için doğa bilimleri kesin bilgi sağlayamaz.

Hazırlayan: Sosyolog Ömer YILDIRIM
Kaynak: Ömer YILDIRIM’ın Kişisel Ders Notları. Atatürk Üniversitesi Sosyoloji Bölümü 1. Sınıf “Felsefeye Giriş” ve 2., 3., 4. Sınıf “Felsefe Tarihi” Dersleri Ders Notları (Ömer YILDIRIM); Açık Öğretim Felsefe Ders Kitabı

BİR YORUM YAZIN

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.

2005'ten beri çevrim içi felsefe yapıyoruz...