Kantçılık, Kantizm Nedir?
Kantçılık ya da Kantizm, Alman filozof Immanuel Kant‘ın felsefi öğretisi. 18. yüzyılın sonlarından günümüze kadar birçok düşünür, kendi felsefesini Kant’ın öğretisi olan Kantizm ya da Kantçılık çerçevesinde kurmuşlardır.
1786’dan sonra, Kant’ın gerek yorumcuları, gerek çömezleri Almanya’da çalışmalar yapmaya başlamıştır. Genel olarak 18. yüzyıldan günümüze kadar gelen Kant takipçisi düşünürlerin, Kant’ın felsefe öğretisini kendilerine çıkış noktası olarak almış ve kendilerine adı vermişlerdir.
Kantçılık, Immanuel Kant’ın felsefesini kendine dayanak olarak kabul eden bütün felsefe eğilimleri için kullanılmıştır. Kantizm, özellikle 19. yüzyıl ve 20. yüzyıl felsefesinde etkili olmuş ve Kant’ın çeşitli kategorilerini yeniden değerlendirmek şeklinde ortaya çıkmıştır. Bu bağlamda Kantçılık yeni bir yoruma kaymıştır ve özellikle 19. yüzyıl ortalarından itibaren, Yeni-Kantcılık adıyla, Kant sonrası Kantçılık ortaya çıkmıştır.
Kantçılık daha çok akademik ya da kürsü felsefesi olarak üniversiteler zemininde gelişmiş ve öyle adlandırılmıştır. Ana eğilimleri itibarıyla, bunları, bir yanda Kant’ın aşkınsal idealizmini benimseyen yaklaşımlar ve öte yandan Kant’ın eleştirel felsefesine dayanan yaklaşımlar olarak belirtmek mümkündür. Kant’ın aşkın idealizmiyle eleştirici bilgi teorisi, bu eğilimlerdenn aldığı temel olarak ortaya çıkmaktadır.
Kant’ın felsefe öğretisini iki alan çerçevesinde temel alanları üç ana akım içinde toplamak mümkündür: Klasik Kantçılar, Kant-sonrası ve Yeni-Kantçılar.
KANTÇILIK ELEŞTİRİLERİ
Kant’a karşı gelme, tenkidi felsefeyi aşma eğilimi ve özellikle nesnenin a priori olarak kurulmasına yönelme, Fichte, Schelling ve Hegel’in Kant-sonrası büyük metafiziklerini doğurdu, öte yandan, Schelling’in «tabiat felsefesi», daha sonraları Alman romantizmini etkiledi (F. Hölderlin, Novalis, Schlegel, L. Tieck, G. H. Schubert, Kerner, C.G. Carus, H. Stefens, F.X. von Baader, K.F. Solger, F.E. Schleiermacher) ve Hegel’in «diyalektik idealizmi» de, önce Hegel’ciliği, sonra da, karşıtı olarak marksizmi ortaya çıkardı.
XIX. yy.ın ikinci yarısı ile XX. yy.ın başlarında, gerçek kantçı eleştirmeye yönelen bir dönüş ortaya çıktı. Bu akım içinde, Renouvier (1851’den sonra Essais de Critique Generale [Genel Tenkit Denemesi]), Cournot (probabilizm) ve Auguste Comte (pozitivizm) yer aldı; aynı dönemde, geniş bir görecelik ve idealizm akımı, yani yeni-kant’çılık doğdu. Bu akımın Almanya’daki bellibaşlı temsilcileri şunlardır: O. Liebman (Kant und die Epigonen [Kant ve Çömezleri], 1965); F. A. Lange (Geschichte deş Materialismus [Maddeciliğin Tarihi]); A, Riehl (Der Philosophische Kritizismus [Felsefi Tenkit]); Marburg okulu filozofları (H. Cohen, P. Natorp, E. Cassirer); Baden okulu filozofları (W. Windelband, H. Rickert, E. Tröltsch, B. Bauch) ve göreciler (G. Simmel, J. Volkelt, L. Klages), Yeni-Kant’çılık, İngiltere’de Thomas Hill Green (1836-1882) tarafından yayıldı. F. H. Bradley, B. Bosanquet ve J. Mc Taggart gibi idealistler de bu akımın etkisi altında kaldılar, İtalya’da, aynı akımın bellibaşlı temsilcileri, C. Cantoni, G. Barzelotti, A. Chiappeli, Danimarka’da ise Harald Höffding’dir.
R. Avenarius ve E. Mach’ın ampriokritisizm’i ve Fransa’daki «bilimlerin tenkidi» akımı (J. Lachelier, E. Boutroux, H. Bergson, H. Poincare, P. Duhem) Yeni Kant’çılığın etkisinde kaldılar. «Açık felsefe» adını alan görüş (Bachelard, Gonseth) bilimlerin elde ettiği en son sonuçları bütünlemek yoluyla Kant’ın a priori’sinin nasıl tenkit edilebileceğini gösterdi ve bu a priori’yi aşmaya çalıştı.
Kimileri Kant’ı eleştirerek yola çıkmakla beraber Kant’ın izinden yürüyerek yeni sistemlere varmışlardır. Fichte, Schelling, hegel bu yoldadırlar. Kimileri de Kant’ı yeni biçimlerde yorumlayarak çağdaş düşünceyle bağdaştırmaya çalışmışlardır (yeni Kantçılık).