Felsefe hakkında her şey…

Arabasına Dayanıp ‘Kral’ Pozu Verenler: Çürümüş Zihinlerin Teneke Fetişi

16.02.2025
Arabasına Dayanıp ‘Kral’ Pozu Verenler: Çürümüş Zihinlerin Teneke Fetişi

Beynini Jant Gibi Parlatamayanların Dandik Maskesi

Koca bir hiçliğin içine doğmuş, varlığı sırf nefes almakla sınırlı olan adamlar… Erkekliklerini motor sesine, egzoz dumanına, krom jantlara yükleyerek var olmaya çalışıyorlar. Şehir ışıklarının altında arabalarına yaslanıp, avuç içi kadar özgüvenlerini büyük göstermeye çalışırken aslında sadece çaresizliklerini haykırıyorlar. Çünkü zihinlerinde hiçbir değer yok.

Gerçekten karakterli bir insan, varlığını kanıtlamak için tenekeye yaslanmaz. Ama bunlar, ruhsuzluklarını arabayla süsleyerek bir halt olduklarını sanan zavallılar. Kendi içlerindeki boşluğu görmekten korktukları için, bir metal yığınına sarılıyorlar. O arabaya dokunmazlarsa eriyip yok olacaklarmış gibi… Beynini geliştir, kendini bir makineye yamamadan da var olabileceğini gör! Ama nerede? Onun yerine, kredi borcuyla alınmış bir arabaya yaslanıp “aslan gibi adam” pozu kesmek daha kolay!


Egzoz Gazı Kadar Sahte Erkeklik

Motorun sesi yükseldikçe, kendilerini daha büyük sanıyorlar. Egzozu patlatınca, sokaktaki insanların onlara hayranlıkla baktığını zannediyorlar. Halbuki insanlar yalnızca “Bu kaçıncı sınıfta kaldı acaba?” diye düşünüyor. İçten içe herkes farkında: O motor sesi ne kadar yüksekse, beynin içi o kadar boş!

Zavallılar, sesleri çıkmazsa fark edilmeyeceklerini biliyorlar. O yüzden gece yarısı bomboş sokaklarda, dandik bir müzik sistemiyle ortalığı inletiyorlar. “Beni görün, beni fark edin, ben de buradayım!” diye bağırıyorlar aslında. Çünkü kendi başlarına hiçbir anlam ifade etmiyorlar. Karakter desen yok, karizma desen sıfır, zekâ zaten kullanım dışı. Geriye ne kalıyor? Gürültü. Sadece gürültü! İşte bu yüzden sustuğunda yok olan adamlarsınız siz.

Kadınlar Arabana Bakıyor, Sana Değil!

Sanıyorlar ki arabaya yaslanınca daha çekici oluyorlar. Özgüvensiz bir maymunun en büyük yanılsaması işte bu! Bir kadın baktığında, “Vay be, ne erkek!” demiyor. “Güzel araba” diyor. Araba olmasa gözünün ucuyla bile bakmaz! Çünkü hiçbir kadın, kişiliği motor hacminden ibaret olan bir adamı istemez.

Asıl trajedi ne biliyor musunuz? Arabanın içindeyken kendinizi güçlü hissediyorsunuz ama o kapıyı açtığınız anda, işte o zaman gerçek kimliğinizle yüzleşiyorsunuz. Çünkü araba kaportasıyla örtmeye çalıştığınız şey, içeride çürümüş, sığ, boş bir benlikten başka bir şey değil! Kadınların sizi adam sanmasını istiyorsanız, önce gerçekten bir adam olun. Ama nerede? En fazla, torpidoya saklanmış bir kutu sakız kadar öneminiz var gözlerinde.

Tenekeye Tapınan Zihinsel Çürükler

Nietzsche’nin dediği gibi, “Zayıflar güçlü gibi görünmek için her zaman bir sahneye ihtiyaç duyar.” İşte bu zavallılar için sahne, bir araba kaportası! Kendi varlığını kanıtlayamayan beyinler, tenekeye tutunarak güçlü olduklarını sanıyorlar. Asıl acı olan ne biliyor musunuz? Bir gün o arabalar eskidiğinde, o motor sustuğunda geriye hiçbir şey kalmayacak. Ne zekâ, ne karakter, ne de hatırlanmaya değer bir kişilik!

Gerçek güç, bir makineye yaslanmadan da dik durabilmektir. Gerçek erkeklik, motor sesiyle değil, aklın keskinliğiyle konuşabilmektir. Ama siz bunları anlayamazsınız. Çünkü siz egzoz dumanına tapan, beynini kontak anahtarıyla çalıştıran, kişiliği şanzıman yağı kadar kaygan adamlarsınız. Varlığınız bir ilüzyondan ibaret! Ve ilüzyon bozulduğunda, geriye sadece zavallılığınız kalacak.

Erkeklik mi? Hadi Oradan!

Eğer bir adam, ruhunu arabasının arkasına saklıyorsa, işte o adam yok hükmündedir. Eğer bir adam, kadınları etkilemek için motor hacmini öne sürüyorsa, işte o adam sadece bir palyaçodur. Eğer bir adam, arabanın içine oturduğunda kendini bir şey sanıyorsa, ama kapıyı açtığında çöp gibi hissediyorsa, işte o adam zaten çoktan tükenmiştir.

Gerçekten güçlü biriyseniz, tenekeye yaslanmazsınız. Kendi varlığınız yeterlidir. Ama siz, sadece bir makinenin gölgesinde var olabilen zavallılarsınız. Ve unutmayın: O motor bir gün duracak. O teneke bir gün çürüyecek. Ve o zaman, elinizde hiçbir şey kalmayacak. Çünkü aslında, en başından beri hiçbir şeydiniz.

BİR YORUM YAZIN

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.

2005'ten beri çevrim içi felsefe yapıyoruz...