Felsefe hakkında her şey…

Alaeddin Şenel kimdir?

08.11.2022
Alaeddin Şenel kimdir?

Alaeddin Şenel, 1941 Kütahya doğumlu Türk düşünürü ve siyaset bilimcisidir.

Alaeddin Şenel ilk ve orta eğitimini Kütahya’da tamamlamıştır. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesini burslu öğrenci konumuyla 1963 yılında bitirmiştir. 1964 yılında aynı fakültede asistan olmuştur. 1968’de doktorasını tamamlamıştır. 1980’de doçent olmuştur. Alaeddin Şenel 1983 yılında YÖK’e karşı olduğunu belirterek istifa etmiş ve 1991’de fakülteye geri dönmüştür. 2001 yılında emekli olana kadar aynı okulda çalışmalarını sürdürmüştür.

Siyaset bilimci olan Alaeddin Şenel’in çalışmaları, esas olarak siyaset felsefesi ağırlıklıdır. Bir yandan siyasal kavramların analizini yaparken, diğer yandan, insanlık tarihindeki büyük toplumsal ve siyasal dönüşümleri tarihsel seyri içinde açıklayan çalışmalar yapmıştır. Söz konusu çalışmaların kısa tanıtımları aşağıda yer almaktadır:

Eski Yunanda Eşitlik ve Eşitsizlik Üstüne (1970) adlı çalışmayı Alaeddin Şenel’e göre, çağımızın siyasal kavramlarının içerikleri iyi kavrayabilmek için, kavramların ilk kullanılıp açıklandığı kaynaklara geri gitmek ve oradaki anlamlarını bilmek gerekir (Şenel 1970, V). Çağımızda da çok etkili olan eşitlik ve eşitsizlik de köklerinin tarihte aranması gereken kavramlardır. Alaeddin Şenel’e göre, eşitlik ve eşitsizlik inanç ve isteği, siyasal düşüncelerin üzerlerine kurulan temel kavramlarıdırlar. Bu yüzden, siyasal teorilere bu kavramlarla yaklaşmak ve onların yapılarını en doğru şekilde kavranmasını sağlayacaktır. Çalışmada amaç, bu varsayımın geçerliliğini, Eski Yunan’da ortaya çıkan siyasal teorileri alanında test etmektir (Şenel 1970, V-VI).

Eşitlik ve eşitsizlik felsefenin ahlak ve siyaset alanlarında ayrıntılı bir şekilde incelenen iki konudur. Özellikle siyaset felsefesinde, adaletli bir yöntemi tarzının en önemli göstergesinin eşitsizlik sorununu nasıl çözdüğüyle ölçülmektedir.

Alaeddin Şenel’e göre, siyasi teoriler, teori aşkına kurulmuş fanteziler değil, devrin siyasal olaylarını kavramak ve devrin siyasal olaylarını etkilemek ve onlara yön vermek için kurulurlar. Her iki durumda da teoriler olaylarla ilgilidirler. Eşitlik ve eşitsizlik olayları sağlıklı kavramak için uygun kavramlardır (Şenel 1970, VI). Bu anlayış çerçevesinde kitap biçimlendirilmiştir. Eski Yunan toplumu, özellikle Atina, kapitalist bir yapının sahip olduğu aşamaları geçermiş sömürgeci siyasi yapı olarak gelişmiştir; düşüncesi, çalışmada ileri sürülen tezdir (Şenel 1970, 2). Bu tezin güçlü bir şekilde temellendirilmesi, Yeni Çağ’da ortaya çıkan Kapitalizmin anlaşılmasına yardım edecektir.

Toplumların tarihi, ilkel ve tarihi olmak üzere iki devre ayrılırlar. İlkel devir, iş bölümünün olmadığından her iş herkes tarafından yapılmaktadır. Bu aşama eşitlikçi bir yapıya sahiptir. Sınıf­lar oluşmadığından sınıf­lar arası bir eşitsizlik söz konusu değildir (Şenel 1970, 2). Uygarlık aşamasında, iş bölümü oluşmuş, bireyler birbirlerinden farklılaşmış, sınıf­lar ortaya çıkmıştır. (Şenel 1970, 3). Eşitsizlik temeline oturan uygar toplumun nasıl ortaya çıktığı temel sorunlardın biridir. Bu sorunun cevabı, Yunan toplumunun geçirdiği tarihi süreçte eşitlikten eşitsizliğe nasıl geçtiğini gösterilerek verilmiştir (Şenel 1970, 3). Eşitlik ve eşitsizlikle ilgili düşünceler, iktisadi ve siyasi yapı göz önünde bulundurularak temellendirilmişlerdir (Şenel 1970, 3-4). Kitabın sonunda Şenel şu kararı vermiştir: Yunan uygarlığı, eşitsizlik temeline oturmuş üç bin yıllık uygarlık geleneğinin mirasını devralmış, onu geliştirmiştir (Şenel 1970, 531).

Şenel, bir yandan iktisadi, sosyal, siyasi yapının tarihi sürecinde oluşan değer ve kurumları incelerken , aynı zamanda dönemin düşünürlerinin oluşan değer ve kurumları nasıl değerlendirdiklerini incelemiştir. Böylelikle, hem tarihin kurumsal seyri hem de siyaset, devlet, haklar, hukuk gibi konularını da içeren eşitlik ve eşitsizlik hakkında neler düşünüldüğünü sergilemiştir.

İlkel Topluluktan Uygar Topluma (1985) başlıklı çalışmanın amacı şöyle açıklanmıştır: 19. ve 20. yy kadar öne sürülen insanlığı tarihsel bütünlüğü içinde ele alan, ancak, onu bilimsel verilere değil düşünsel kurgulara dayandıran eski kurmaları ve toplum bilimi düşüncel kurgulardan kurtarıp bilimsel verilere dayandırayım derken onu tarihsel eğiliminden koparma çabasında olanlara karşı eleştirel bir tavrı ortaya kaymaktır. Ayrıca, olumsuz yargılardan kurtulup, yeni bir yaklaşımın mümkün olduğun u göstermektir. Bu ise, ekonomi ideoloji etkileşimi örneğinde ve özellikle toplumsal yapı – siyasal düşünüş ilişkisi üzerinde durularak yapılmaya çalışılmıştır (Şenel 1985, IX). Alaeddin Şenel tarafından belirtilen bu amaç, İlkel Topluluğun Ekonomik Toplumsal Yapısı; İlkel Topluluktan Uygar Topluma Geçiş aşamasında Ekonomik, Toplumsal, Düşüncel ve İdeolojik Yapıların Etkileşimi; Uygar Toplumda Ekonomik Toplumsal İdeolojik Yapıların Etkileşimi başlıklı bölümlerde ayrıntılı incelenmiştir.

Siyasal Düşünceler Tarihi (1986) adlı çalışmada, Alaeddin Şenel, ilkel topluluklardan başlayarak tarihsel süreçte temel insan teşkilatlanmasını ve medeniyetlere dönüşümlerini, temel kurumlar ve değerler üzerinden ele almaktadır. Temele aldığı İlkel toplumların yaşayış tarzları, inançları, beslenme tarzlarını incelemiş ve düşünce tarzları üzerinde durmuştur. İlkel toplumdan medeni topluma geçiş, tarıma bağlı olarak yerleşik hayata geçiş ve iş bölümü olmak üzere iki temel çerçevede ele alınmıştır. Uygarlığın yayılma şartları, ticaret, savaş teknikleri ile üretim tekniklerin üzerinden açıklanmıştır.

Yunan öncesi varolan Sümer, Mısır, Babil, Akad, Hitit gibi medeniyetlerin toplumsal, siyasal, dinsel yapılarını incelemiştir. Yunan dönemine denk gelen İran, Hint, Çin, İbraniler ağırlıklı olarak toplumsal yapı, düşünüş ve siyasi yapıları açılarından konu edinilmişlerdir. Eski Yunan ve Roma medeniyetlerini malzeme bolluğu nedeniyle daha ayrıntılı incelenmiştir. Hem toplumsal, siyasal, dinsel yapılar incelenirken hem de söz konusu medeniyetlerin yetiştirdiği düşünürlerin ele alınan konular hakkındaki görüşleri detaylı bir şekilde verilmiştir. Ortaçağda baskın karakter olan feodal yapı üzerinde durulmuş, Hıristiyanlığın Latin dünyasında ortaya çıkardığı siyasal düşünüş çeşitli yönleriyle tartışılmıştır. Ayrıca Bizans düşüncesindeki gelişmeler üzerinde de durulmuştur. Yeniçağın ortaya çıkışında belirleyici kurum ve değerlerin açıklanması, siyasal yapıların neler oldukları, incelenmiştir. Machiavelli, Bodin, Hobbes, Locke, Montesquieu, Rousseau gibi dönemin önde gelen düşünürlerinin siyasal görüşleri değerlendirilmiştir. A. Şenel’in bu çalışması, siyasal düşünceler tarihi konusunda, bütünlüklü bir bakış sunan Türkçe üretilmiş, nadir eserlerden biridir.

Kemirgenlerden Sömürgenlere İnsanlık Tarihi (2006) adlı çalışmasının Giriş bölümünde, çalışmansın taşıyıcı kavramları olan insan ve tarihten ne anladığını çeşitli yönleriyle açıklayarak, nasıl bir yol izlediğini belirtmiştir. Bu bağlamda insanlık tarihi başlığı neden seçtiğini, hangi sorunları dışarıda bırakmak istediğini, çeşitli tarih anlayışlarının yetersizliklerini gerekçeleriyle birlikte ortaya koymuştur (Şenel 2006, 9-26).

İnsanlık tarihi ya da dünya tarihi başlıklı çalışmalar, insanlığın bir bütünlük olarak ortaya koyduğu ürünleri esas alıp anlatmak amacındadırlar. Her toplumun evren tasavvurunda bir insanlık tarihi içkindir, bununla birlikte, günümüzde baskın olan insanlık tarihi, Batı Avrupa merkezli bir yapı sergilemektedir.

Kitap 10 kesim 30 bölümden oluşmaktadır. Kesimler ve kesimlerde yer alan çeşitli bölümlerin adını bildirerek, İnsanlık Tarihi’nin nasıl bir plan üzerine kurulduğunun bir örneğini tanıtmak istiyorum. I. Kesim: Antropogenesis: İnsanın Oluşumu., Cansız Maddenin Evrimi, Büyük Patlamadan Büyük Sıçramaya, Canlıların Evrimi, İnsanın Evrimi, Organik ve Kültürel Evrimler. II. Kesim: İlkel Topluluklar, İlkel Toplulukların Yapısı, İnsan- İnsan ve İnsan- Doğa İlişkileri, İlkel Topluluğun Evreleri, İlkel Topluluğun Durağan Yapısı, Paleolitik Kültürler, İlkel Düşünüşün Rekonstrüksiyonu. III. Kesim: İlkel Topluluktan Uygar Topluluğa Geçiş. Mezolitik Kültür, Maddesel Kültürde Gelişmeler, Tinsel Kültürde Gerileme Savları, Mezolitikte Geçim Biçimleri, Neolitik Devrim, Neolitik Devrim Olgusu, Tarım Biçimleri, Toprağa Yerleşme, Neolitik Zanaatlar, Neolitiğin Eski Dünyaya Yayılışı, Yeni Dünya Neolitiği. IV. Kesim: Uygar Toplum. Uygarlığa ve Devlete Geçiş Kuramları, İlk Uygar Topluma Geçişin on Koşulu, Sümer’de Uygarlığa Geçiş, Kültürel Evrimde Devrimci Gelişmeler, Mezopotamya Örneğinde Uygar Toplumun Yapısı, Uygar Toplumun Kurumlarının Gelişmesi, Mezopotamya Uygar Toplumunun Katmanları, Tarımcı Uygar Toplumun Dinsel Düşünüş Biçimi, Mitoslarda Yansıtılan Dinsel İdeoloji, Uygarlığın Batı Asya’dan Eski Dünyaya Yayılası, Uygarlığın Yayılmacı Güçleri, Yayılmanın Getirdiği Düşünsel Gelişmeler, V. Kesim: Eski Dünya Eskiçağ Uygarlıkları. Mısır Uygarlığı, Hint Uygarlığı, Çin Uygarlığı. VI. Kesim: Uygar Toplum- Barbar Topluluk Etkileşimi. Uygar Dünyaya Barbar Akınları, Kara Uygarlıklarından Deniz Uygarlıklarına, Uygarlığın Anadolu’ya Girişi, Anadolu Uygarlığı Örneği Hititler, Deniz uygarlığı Örneği Girit, Kent Devletlerinden Eski Dünya İmparatorluğuna, Kenttanrıcılıktan Tektanrıcılığa, Zoroastercilik (Zerdüştlü), Musacılık. VII. Kesim: Eski Dünya Klasik Uygarlıkları: Yunan, Roma, Bizans. VIII. Kesim: Ortaçağ Hıristiyan ve İslam Uygarlıkları. IX. Kesim: Yeni Dünya (Amerika Kıtaları) Uygarlıkları. X. Kesim: Eski Dünya’da Endüstri Uygarlığına Geçiş ve Yeni Dünya’da Dünyanın Sonu.

Sıralanan bu başlıklar, insanlık ya da dünya tarihinin ne türden bir içeriğe sahip olduğunu göstermektedir. Evrenin oluşumundan başlayarak, insanın evrimi ve insanın yaratıp sürdürdüğü kültürel yapının önemli aşamaları, ortaya çıkan temel kurumlar ile kurumlar çerçevesinde oluşturulan medeniyetler çeşitli yönleriyle incelenmiş sistematik bir biçimde ortaya konmuştur. Türk tarihçiliği, meslekten tarihçi olmayan Alâeddin Şenel’in elinden model teşkil edecek bir dünya tarihi kazanmıştır.

Kaynak: TÜRKİYE’DE FELSEFENİN GELİŞİMİ I, s. 139-141, T.C. ANADOLU ÜNİVERSİTESİ YAYINI NO: 2456 AÇIKÖĞRETİM FAKÜLTESİ YAYINI NO: 1428

BİR YORUM YAZIN

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.

2005'ten beri çevrim içi felsefe yapıyoruz...