Felsefe hakkında her şey…

John Broadus Watson Kimdir?

07.11.2019
2.440

Watson 1878 yılında Güney Carolina’da, Greenville kasabası yakınlarında doğdu.

Annesi dindar bir insandı, babası ise fazla içen, suça eğilimli bir insandı. Watson 13 yaşındayken babası bir kadınla kaçtı. Yıllar sonra Watson ünlü ve zengin olduğunda, babası New York’a onu görmeye geldi. Watson görüşmeyi kabul etmedi (Schultz, 2002). Ancak birçok yönden ona benzediğini de söyleyebiliriz.

Watson başarılı bir öğrenci sayılmazdı. Ayrıca birçok kavgaya karışmıştı ve iki kez de ateşli silah kullanmaktan tutuklanmıştı. 16 yaşında Furman Üniversitesi’ne bir rahip olmak için girdi. Ancak Watson inatçılığı yüzünden son sene bir dersinden kaldı ve okulu bir sene uzadı.

WATSON’IN PSİKOLOJİ BİLİMİNE İLİŞKİN GÖRÜŞLERİ

Davranışçılığın kurucusu olan Watson Şikago Üniversitesinde Psikoloji alanında ilk doktora derecesini alan kişidir (1903). Bir süre bu üniversitede çalıştıktan sonra Johns Hopkins Üniversitesi’ne profesör olarak (1908) atanmıştır. Ticari reklamcılık işine girinceye kadar bu üniversitede çalışmalarını sürdürmüştür.

Watson’a göre psikologlar, temel olarak davranışla ve davranışın yaşantı yoluyla nasıl değiştirileceği ile ilgilenmelidirler. Bilincin çalışması ise, filozoflara bırakılmalıdır. Watson, psikolojinin, davranışçılar için tamamen objektif, deneysel doğa bilimlerinin bir dalı olduğunu savunmuştur.

Davranışçıların babası olun Watson, Amerikan Psikolojisinin en etkili çevreci psikologlarından birisidir. Onlara göre bebek, çevre tarafından istenilen şeklin verilebildiği bir hamurdur.

Watson, potansiyel tepki kaynağı olarak kalıtımın varlığını kabul etmekle birlikte, davranışın kalıtsal olmadığını ileri sürmüştür. İnsanın çocukluğundan itibarın çevresindeki belli uyarıcılarla belli tepkilerin birleşmesi sonucu koşullanma yoluyla, uyarıcı-tepki bağlarının birbiri üstüne dizilmesiyle davranışlarının meydana geldiğini savunmuştur.. Watson’a göre, “insanlar doğmaz, yaratılırlar; bir başka deyişle, bir bebek koşullanma yoluyla trapezci, müzisyen, suçlu vb. bir yetişkin haline getirilebilir.”

WATSON’IN ÖGRENMEYE İLİŞKİN GÖRÜŞLERİ

Watson, Pavlov’un koşullu refleksle ilgili görüşlerini kendine uygun bir model olarak almıştır. Klasik koşullamayı, insanın refleksif olmayan karmaşık davranışlarının öğretilmesinde de kullanılabilecek temel bir yapı olarak görmüştür. Watson, eğer bir köpek koşullanabiliyorsa bir bebeğin de koşullanabileceğini ileri sürmüş ve bu öneriyi, arkadaşı Rayner ile Albert isimli on bir aylık bir bebeğe koşullama yoluyla korku tepkisi kazandırarak test etmişlerdir. Bu deneyde Albert beyaz fare ile ilgilenirken başının arkasında çekiç ve örs ile çok yüksek bir ses meydana getirilmiştir. Bebek korkmuş ve ağlamaya başlamıştır. Birkaç gün, bebek fareyi gördüğünde yüksek sesle korkutulmuştur. Bebeğin fare ile yüksek ses arasında ilişki kurması sağlanmış; çocuğun yüksek sese duyduğu korku, fareye de geçmiştir. Sonuç olarak, çocuk, yüksek ses olmadan da fareyi gördüğünde korkmaya başlamıştır. Daha sonra bebek, uyarıcı genellemesi nedeniyle beyaz fareye benzeyen her şeyden korkar hale gelmiştir. Örneğin, annesinin giysisindeki kürk yakadan, dedesinin sakalından, beyaz tavşandan, pamuk vb. korkmuştur. Ancak bebeğin annesi onu hemen hastaneden aldığından, Watson ve Rayner’in bebeğin korkusunu yok etmek için çalışmalarını sürdürmeleri mümkün olamamıştır.

Bundan sonra Watson, korkuyu geliştirip yok etmek yerine, halihazırda korkulan olan çocuklardan bu duyguyu yok etmeye çalışmıştır. Watson ve Jones, fare, tavşan, kürk giysi, kurbağa ve balıklardan çok korkan Peter adında bir çocuk bulmuşlar ve korkusunu yok etmeye çalışmışlardır. Öncelikle bebeğe korktuğu şeylerle korkmadan oynayan çocukları gözletmişlerdir. Bu durum bir gelişme meydana getirmiştir. Ancak bebek hastaneden dönerken hemşiresiyle bir köpeğin saldırısına uğramışlar ve bebek korkuları bakımından eski haline dönmüştür.

Daha sonra Watson ve Jones, Peter’i bu yolla koşullamamaya karar vermişlerdir. Peter bir gün yemek yerken kafes içinde bir tavşanı, bebeği rahatsız etmeyecek şekilde odanın bir köşesinde bebeğin görebileceği bir noktaya yerleştirmişlerdir. Bu nokta işaretlenip her gün tavşan biraz daha bebeğe yaklaştırılmıştır. En sonunda bir gün bebeğin bir taraftan yemek yerken, bir taraftan da yanında oturan tavşanı okşadığı gözlenmiştir. Zamanla bu sonuçlar genelleştirilerek bebeğin diğer korkulan da yok edilmiştir. Bu çalışma, davranış terapilerinin ilk örneğidir. Watson ve Jones tarafından kullanılan bu yöntem, daha sonra geliştirilen sistematik duyarsızlaştırmaya çok benzemektedir.

EN SON VE EN SIK İLKESİ

Watson öğrenmede pekiştirme ya da ödüllendirmeden söz etmemiştir. Watson’a göre bir uyarıcıya verilecek tepki, o uyancıya karşı en son yapılmış ve en sık tekrarlanmış tepkidir. Bu ilkeye “en son ve en sık tepki ilkesi” adı verilmektedir. Örneğin, okulda matematik problemi çözmekten zevk almayan bir öğrenci, karşılaştığı benzer bir başka matematik problemini de çözmekten hoşlanmamaktadır.

WATSON’IN ÖGRENMEYE İLİŞKİN GÖRÜŞLERİNİN EĞİTİM AÇISINDAN DOĞURGULARI

Watson, Pavlov’un kuramını Amerika Birleşik Devletleri’nde tanıtmakla birlikte, kendisi tüm ilkelerini kabul etmemiştir. Örneğin koşullanmanın pekiştirmeye bağlı olmadığına inanmaktadır. Watson’a göre öğrenme koşullu ve koşulsuz uyarıcıların birbirlerine çok yakın zamanlarda verildiğinde meydana gelmektedir. Koşullama, koşulsuz uyarıcı önce, koşullu uyarıcı sonra verildiği zaman meydana gelmemekte, ancak, koşullu uyarıcı önce, koşulsuz uyarıcı hemen sonra verildiğinde oluşmaktadır. Sonuç olarak Watson öğrenmede, sadece bitişiklik ve sıklık ilkelerini kabul etmekte, pekiştirmenin gereğine inanmamaktadır.

Watson’ın eğitime getirdiği katkı ise, eğitimin nesnel bir bilim dalı olarak gelişiminde uyarıcı olmuştur. Katı bir çevreci olmakla birlikte, gerekli çevre düzenlemelerinin yapılması, uygun uyarıcıların verilmesiyle çocuklara istenilen niteliklerin kazandırılabileceği görüşünün de temellerini atmıştır. Öğrenmede, istenilen davranışların kazanılmasında tekrarın önemini benimseyerek, öğrenmeyi sağlama görevini üstlenenlere bir ipucu oluşturmuştur.

 

BİR YORUM YAZIN

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.

2005'ten beri çevrim içi felsefe yapıyoruz...