Felsefe hakkında her şey…

Thomas Hobbes’un Zihnin Yapısı Üzerine Fikirleri

12.11.2019
2.015

Buraya dek yer değiştiren cisimlerin devinimi konu edildi. Hobbes bu temel devinim biçimine hayvan ve insana özgü canlılık devinimini ve istençli devinimleri de ekler. Canlılık devinimleri beslenme, nefes alma gibi doğumla başlayıp yaşam boyu devam eden devinimlerken, istençli devinimler konuşmak, yürümek gibi devinimlerdir.

Bu devinimlerin kaynağı zihnimizdedir ve çoğunlukla bir düşünce tarafından öncelenirler. Zihin denen şey de beyindeki bir devinimdir; imge ve idealar bu devinim sonucu doğarlar. Beyin ve kalpteki devinimler maddesel bir tözün devinimleridir. Bu açıdan Hobbes bir maddeci olsa da, zihinsel oluşumlar konusunda farklı bir maddecilik sergiler; burada bilinçlilik durumları artık devinim değil, devinimin etkileridir. Zihinselliğin temelinde bir dürtü gücü ya da çaba gösterme vardır; bu Spinoza’nın conatus dediği şeydir.

Bu çaba gösterme, kendisine neden olan bir şeye yönelik ise istek, arzu; bir şeyden uzaklaşmaya yönelikse kaçınma, nefret gibi adlar alır. Bazı istek ve kaçınmalar, örneğin yiyeceğe istek doğuştandır. Bunlara iştah denir. Doyurulmaları hoşlanmaya, mutluluğa, doyurulmamaları hoşnutsuzluğa, mutsuzluğa yol açar. Değişik istek ve kaçınma biçimlerinden karşımıza tutku ya da duygu denen ruhsal edimler çıkar; bunların özü de devinimdir: dışsal nesneler duyu organlarını etkiler, buradan beynin tasarımlama dediğimiz devinim ve uyarılışı doğar, beyin bu devinimi yüreğe iletir ve orada tutkular oluşur (akt. Copleston, 1991: 49).

Hobbes’a göre zihin, beyindeki bir devinimdir ve imgeler ya da idealar bu devinim sonucu ortaya çıkarlar.

Hobbes’a göre yalın tutkular duygular, arzu, sevgi, korku, tiksinme, nefret sevinç ve üzüntüdür ve bunlar değişik biçimlere bürünürler. İnsanların istediklerini elde etme ya da etmeme durumlarını ele alırsak, umut ve umutsuzluktan söz edebiliriz. Umut, herhangi bir nesneyi isteme gücü, umutsuzluk ise bu istekteki zayıflıktır. Örneğin zenginlik isteği açgözlülük, öne geçme isteği hırs olarak adlandırılabilir. Birini tek olarak sevme ve tek olarak sevilme isteği sevgi tutkusu ya da aşk olarak adlandırılır. Oysa sevginin karşılıklı olmaması korkusu kıskançlık olarak adlandırılır. Bir tutkuyu devinimin kendisi olarak adlandırabiliriz. Ani çökkünlük buna örnektir. Tüm bu edimler bedensel devinimlerin zihinsel olarak nitelenen görüngülerinden başka bir şey değildir.

Hobbes, istenç konusunda ise insanların belli eylemleri düşünüp taşınarak gerçekleştirdiklerinin farkındadır ama bu düşünüp- taşınmayı duyguların terimleri içinde ele alır: “Şeyin ya yapılmasına ya da olanaksız olduğunun düşünülmesine dek sürdürülen istekler, tiksinmeler, umutlar ve korkuların toplamı düşünüp taşınma dediğimiz şeydir (akt. Copleston, 1991: 50). Hobbes’a göre istençli edimler hayvanlarda da vardır. Düşünüp taşınmadaki son istek ya da kaçınma istenç ya da isteme edimi olarak adlandırılır. Eylem bu son isteğe bağlıdır ve bu hayvanlarda da olduğu için onlar da istençli davranışlar ortaya koyarlar. İstenç özgürlüğü iki türde de eşittir.

Tüm duygular bedensel devinimlerin zihinsel olarak nitelenen görüngülerinden ibarettir.

İstenç, düşünüp taşınmadaki son edimdir.

Hazırlayan: Sosyolog Ömer YILDIRIM
Kaynak: Ömer YILDIRIM’ın Kişisel Ders Notları. Atatürk Üniversitesi Sosyoloji Bölümü 1. Sınıf “Felsefeye Giriş” ve 2., 3., 4. Sınıf “Felsefe Tarihi” Dersleri Ders Notları (Ömer YILDIRIM); Açık Öğretim Felsefe Ders Kitabı

BİR YORUM YAZIN

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.

2005'ten beri çevrim içi felsefe yapıyoruz...