Felsefe hakkında her şey…

El Kindi Kimdir? El-Kindî

04.11.2019
11.646
El Kindi Kimdir? El-Kindî

El-Kindi, bir filozof, matematikçi, fizikçi, astronom, hekim, coğrafyacı ve hatta müzisyen olarak bilinen bir İslam bilginidir. Bu alanların hemen hepsinde eserler vermiştir. El-Kindi, Arapların Filozofu olarak da bilinmektedir.

Batı bilim adamlarının etkisi nedeniyle Avrupa’da Alkhindius, Alchandrinus olarak da bilinen Kindî, Iraklıdır. İslam toplumunda kelâm hareketinin yanı sıra bir de felsefe hareketini başlattığı için ilk İslam filozofu unvanını alan Kindî soylu bir ailenin çocuğu olarak Kûfe’de doğmuştur.

Küçük yaşta babasını kaybeden Kindî’nin çocukluk ve ilk gençlik yılları Kûfe ve Basra’da geçer. Geleneksel eğitimini sürdürdüğü sırada dil ve edebiyatla yoğun bir şekilde ilgilenir. Daha sonra Bağdat’a yerleşen filozof ölünceye kadar bu şehirde yaşamıştır.

Abbasi halifelerinden yakın ilgi ve destek gören filozof, halife Mu’tasım’ın veliaht oğlu Ahmed’in eğitimini üstlenmiş ve eserlerinin önemli bir kısmını bu veliahdın isteği üzerine kaleme almıştır.

Yakalandığı kronik romatizmal hastalıkların nedeniyle 866 yılında Bağdat’ta vefat ettiğinde geriye felsefeden tıbba, matematikten astronomiye, ilahiyattan siyasete, psikolojiden diyalektiğe, astrolojiden kehânete kadar çeşitli alanlarda sayıları 277’yi bulan eserler bırakmıştır.

Eserlerinden bazıları şunlardır: İlk Felsefe Üzerine, Tarifler Üzerine, Gerçek ve Mecâzî Etkin Üzerine, Âlemin Sonluluğu Üzerine, Sonsuzluk Üzerine, Allah’ın Birliği ve Âlemin Sonluluğu Üzerine, Oluş ve Bozuluşun Yakın Etkin Sebebi Üzerine, Göklerin Allah’a Secde ve İtaat Edişi Üzerine, Cisimsiz Cevherler Üzerine, Nefis Üzerine, Nefis Üzerine Kısa Birkaç Söz, Uyku ve Rüyanın Mahiyeti Üzerine, Akıl Üzerine, Aristoteles’in Kitaplarının Sayısı Üzerine, Beş Terim Üzerine, Üzüntüyü Yenmenin Çareleri.

Kindî’nin Varlık Anlayışı

Kindî felsefeyi “insan sanatlarının en üstünü ve en değerlisi” ve “felsefe insanın gücü ölçüsünde varlığın hakikatini bilmesidir” şeklinde tanımlar.

Kozmik varlığı değişen ve değişmeyen şeklinde iki kısma ayıran Kindî’ye göre, fizik değişenin, metafizik ise değişmeyen varlıkları araştırır. Varlık hakkında araştırma yaparken “var mı/dır (hel), ne/dir (mâ), hangisi/dir (eyyu) ve niçin/dir (lime)” soruların cevaplandırılması gerekir.

“Var mıdır” bir şeyin sadece varlığını/hakikatini/gerçekliğini; “nedir” o cinsin ne olduğunu, “hangisi” varlığın faslını (ayırım) yani türünü, “nedir” ve “hangisidir” terimleri ikisi birlikte ise varlığın mahiyetini araştıran sorulardır. “Niçin” sorusunun varlığın gaye sebebini araştırdığını belirten Kindî’ye göre o da sebepler sebebi, gerçek yahut mutlak sebep yani Allah’tır.

El Kindi

El Kindi

Hakikat ile hüviyeti birlikte ifade edecek şekilde “inniyyet” terimini kullanan filozof, duyularla algılanan nesnelere ve şahıslara ait tikel gerçeklikleri inniyyet, varlığın akılla idrak edilen cins ve türlerine ilişkin tümel gerçeklikleri de mahiyet terimiyle ifade etmiş olmaktadır. Ona göre mahiyeti olan her şeyin gerçekliği (inniyyet) vardır.

Filozof “her gerçekliğin altında yatan gerçeklik” olarak nitelendirdiği cevheri “kendi kendine var olan, var olmak için başkasına muhtaç olmayan, değişiklikleri taşıdı halde özü itibariyle değişmeyen ve bütün kategorilerle nitelenendir” şeklinde tanımlar ve maddi/cisimli cevherlerden başka bir de manevî/cisimsiz cevherlerden söz eder.

Kindî’ye göre varlık ve oluşun ilkesi durumundaki heyûlâ (ilk madde) ile suret (form) aynı zamanda güç ve fiili de ifade eder. Bu ikisinin birleşmesi yani güç halindeki heyûlânın surete bürünmesine ise “madde” denilmektedir.

Kindî’nin birçok eserinde sonluluk-sonsuzluk ve birlik-çokluk (vahdet-kesret) kavram çiftleri bağlamında, kendi düşünce sisteminin ana unsuru denebilecek olan âlemin yoktan (an leys) yaratılmışlığı tezini temellendirmeye çalışmıştır.

Kindî’nin Bilgi Anlayışı

Bilgiyi ifade etmek üzere “el-’ilm” ve “el-ma’rife” terimlerini kullanan Kindî, birincisini “varlığın hakikatini bilme” ikincisini de “sarsılmayan görüş” yani şüpheye yer bırakmayan kesin güvenilir bilgi olarak tanımlar (Tarişer, 2002: 188, 193).

Bilginin imkânına ilişkin herhangi bir tereddüt taşımadığı için bu konudaki tartışmalara hiç girmeyen filozof, bilginin kaynağı ve çeşitleri sorununu ise duyu, akıl, sezgi ve vahiy kavramları bağlamında irdelemiştir. Bu durum bir bakıma onun psikoloji ile epistemolojiyi iç içe ele aldığı anlamına da gelmektedir.

Kindî bilgi anlayışını, varlığın tikel ve tümel olmak üzere iki kategoriye ayrıldığı şeklindeki kabule dayandırır. Duyu organları tikel varlıklar hakkında bilgi verirken akıl tümelin bilgisini elde eder.

Duyu organının dış dünyadan aldığı veriler ortak duyuda birleştirilerek tasarlama gücü tarafından algılandıktan sonra hafıza gücüne aktarılır. Bu algı işleminin zaman-dışı bir olay şeklinde gerçekleştiğini düşünen Kindî’ye göre doğrudan duyu organına ve özne-nesne ilişkisine bağımlı, ferdî ve tikel olan duyu algıları bize hiçbir zaman varlığın mahiyet ve hakikati hakkında bilgi veremez.

Varlığın hakikatini kavrayan yalın bir cevher olan akıl, duyu algısını aşan cins ve tür gibi tümeller ile önsel (a priori) bilgileri idrak eder. Duyu algısında nesnelerin zihinde ortaya çıkan bir maddi form veya imajı söz konusu iken, akıl idrakinde böyle bir imajdan söz edilemez; yani akli bilgi duyu bilgisi gibi sübjektif değil, objektiftir.

Bilgi birikimine dayalı olmak üzere sezgiyi de bir bilgi kaynağı olarak gören Kindî, ayrıca vahyin insan için mümkün, gerekli ve güvenilir bir bilgi kaynağı olduğu fikrini epistemolojik zeminde temellendiren ilk filozof olmuştur.

İLGİLİ KONULAR:

Hazırlayan: Sosyolog Ömer YILDIRIM
Kaynak: Ömer YILDIRIM’ın Kişisel Ders Notları. Atatürk Üniversitesi Sosyoloji Bölümü 1. Sınıf “Felsefeye Giriş” ve 2., 3., 4. Sınıf “Felsefe Tarihi” Dersleri Ders Notları (Ömer YILDIRIM); Açık Öğretim Felsefe Ders Kitabı

BİR YORUM YAZIN

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.

2005'ten beri çevrim içi felsefe yapıyoruz...